İzmir ’den İstanbul’a, Yönetim Kurulları’ndan Yoga Matlarına olan Yolculuğum
Devamı …
Nasılsa başlayıp not ortalamasi tutturarak esas istediğim bölüm olan Turizm’e geciş yapabilirdim (%99 tersi olurdu halbuki, Turizm’e girip oradan diğer bölümlere geçiş yapmak isterdi herkes. Ya da başka bölümlerde not ortalamasi ile İşletme bölümüne transfer olmak makbuldü, oysa ben yine çok nettim ve Turizm icin çalışıyordum) Nerden bilebilirdim ki Felsefe bölümünün en zor olduğunu (her sene 5 kişiden fazla mezun veremeyen bölüm ki sebeplerini şimdi anlayabiliyorum. Başımızda kavak yelleri estiği zamanlarda kalın kalın kitaplardan Sokrat, Aristo, Eflatun okurduk üstelik ağır bir İngilizce ile, elbet de o Yaş Döngüsü için baya zorlayıcı. Esas şimdilerde tekrar okumayı düşünmüyor değilim. Ama pes etmedim, ilk sene olmadı, 2,5 yıl Felsefe okuduktan sonra hayalimi gerçekleştirebildim ! Evet evet Turizme geçişim üstelik İşletme dahil istediğim herhangi bir bölüme geçebilecek bir ortalama ile gerçekleşti. (Işletme bölümünü de ayrıca 2010 yılında tamamladım) Pek çok kişinin yürüdüğü yolu değil, Kendi istediğim yolu hevesle, kararlılıkla takip etmiş, tutkuma sıkı sıkıya tutunmuştum. Bu sürede yoluma taş koyanlar çıktı maalesef, çok üzüldüm ancak hiç PES etmedim. Her şeyin bir sebebi varmış hayatta. Belki başka bölümlerde okusam bambaşka meslekler de bambaşka yolculuklar yapacak ve bu noktaya belki de hiç gelemeyecektim yada çok daha önceden gelecektim. Doğru zaman da olması gereken olmuş işte.
Hayatımın en sevinçli günlerinden biriydi bu transferin gerçekleştiğini öğrendiğim an. Ve ondan sonrası tek kelimeyle harika geçti. Onur listesinde mezun olmuştum, hiçbir ders, ders gibi gelmemişti. O kadar severek ve isteyerek okumuştum ki, üstüne hayallerini gerçekleştirebilmenin hafifliği ve coşkusu. (Cem Yılmaz sınıf arkadaşımdı J) 2,5 yıllık felsefe eğitimim ise bana sorgulamayı, derinlerde yüzmeyi, vizyon geliştirmeyi, keşfetmenin keyfini, spirituelliği öğretti. Bugünkü aklım olsa 1,5 yıl daha okur sonra geciş yapar 2 diploma alırdım. Ama o zaman hayalim Turizm di, Felsefe sadece o yolda bir basamaktı. İşte öyle, bazen bize uygun olmadığını düşündüğümüz şeyler & kişiler aslında bizleri kendimize yakınlaştıran yolda birer basamak oluyor.
Hikayeme geri dönecek olursak, en istedigim okullarda okumanın ayrıcalığı ile hep başarılı bir İş kadını olmayı hayal ediyordum. Kesinlikle otelde çalışacağım diyerek, o zamanlarda adı pek duyulmayan İnsan Kaynakları Yönetimi dersi çok hoşuma gitmişti. Kendime cok uygun olacağını düşündüğüm için “otelde çalışmazsam büyük bir şirkette İK yapabilirim ” diye düşünürken son sınıf stajına başladığım Conrad Istanbul otelinde İnsan Kaynakları bölümünde tam 10 gün sonra kadrolu olarak işe başlamıştım. Üstelik daha mezun bile olmadan. Bir taşla iki kuş ! Hem Otelde hem İnsan Kaynaklari ! Niye bu kadar detaylı anlatıyorum derseniz HAYAL etmeyi ve onun için ÇALIŞMAYI hiç ama hiç bırakmamalıyız diye.
Merak ederseniz 22 yaşımdan 48 yaşıma dek gayet prestijli Uluslararası firmalarda, pek çok milletten insanla birlikte çalışma fırsatım oldu, balıyorum da bu fırsatların çoğunu da kendim yarattım aslında. Bu sayede neredeyse dünyayı dolaştım, harika tecrübeler edindim, pek çok Değişim & Dönüşümün göbeğinde buldum kendimi, anlamlı ve başarılı zamanlarım, iş hayatının zorlayıcı zamanlarından çok daha ağır bastı. Çalışanların en yüksek potansiyellerine ulaşmalarına, farklı bakış açılarıyla vizyonlarını geliştirmelerine, değişimlerine rehberlik etmeye, hayalleri ve hedeflerine ulaşmalarında yol gösterici ve ilham veren kişi rolünü üstlenmeye olan tutkum otel ve turizmden daha ağır bastı ve farklı sektörlerdeki yolculuğum 26 yıl devam etti. Seyahat , yeni kültürler, çeşitlilik benle hep kaldı, ne mutlu ki hepsini birleştirebildiğim işlerim oldu. (seyahatlerimde herkes müze gezerken ben hala otel keşfederim)
Ne zamanki bulunduğum ortamda misyonumu tamamladığımı hissettim, hayatın anlamının daha fazlası olması gerektiğini anladım; işte o zaman da kurumsal hayata veda ettim. Açıkçası kimse inanamadı niye böyle bir riske girip, rahatımı bozduğuma. Dışarıdan bakıldığında herşeyin tastamam olduğu gayet prestijli bir işim ve bir hayatım vardı gerçekten. Ve hepsiyle hala çok gurur duyuyorum. Konfor alanından çıkmak DEĞİŞİM & DÖNÜŞÜMÜN bir parçası. Evet Cesaret istiyor, evet o kararlar o adımlar bir günde alınıp hayata geçirilmiyor. İNANÇ, KARARLILIK, ÇABA, AZİM, SEBAT ve hepsinden ötesi DENGE gerektiriyor. Lakin hepsi içimizde olan şeyler sadece farkına varıp ortaya çıkarmak gerekiyor .
2011 yılında tanıştığım Kundalini Yoga & Meditasyon kendi Değişim & Dönüşüm yolculuğumdaki en güçlü rehberim oldu. Bu sayede KENDİ GERÇEKLİĞİMİ keşfetmek, HAYATIMIN ANLAMINI sorgulamak ve o yönde cesur adımlar atmak en büyük kazançlarım oldu. Ve istedim ki bana iyi gelen herkese iyi gelsin. Birikim ve donanımın insan gelişiminde büyük önemi olduğuna inandığımdan cok kıymetli, alanlarının en iyisi öğretmenlerden aldığım eğitimlere bu sefer de Yoga öğretmenliğini ekledim. Öğretmen oldum ama öğrenciliğim hayat boyu baki. Hergün hiç aksatmadan kendi düzenli pratiklerime devam ederek yeni hayaller peşindeyim.
İşte bu şekilde daha derinlere inerek Kendine Yaklaşmak, Yakınlaşmak isteyen, hayatlarının çeşitli alanlarında DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM ihtiyaçları olan, hayatlarını tam da hayal ettikleri şekilde tasarlamak isteyen, sadece zihniyle hareket etmekle yetinmeyen Ruh & Beden & Zihin DENGE ve BÜTÜNLÜĞÜNÜ sağlamak isteyen KADINLARA bir nebze ilham verebilmek, rehberlik etmek için yola çıktım ve adeta herşeye sıfırdan başlayarak yepyeni bir iş kurmuş oldum.
Hayat birikimlerim, iş tecrübelerim, eğitimlerim, ilişkilerim, kadim öğreti Kundalini Yoga & Meditasyon ve tabii ki hayallerim şimdiki yolculuğumun sermayesi. Nasil okulum tutkumdan doğduysa işim ve hayatımda da aynı şekilde TUTKULARIM öne geçiyor. ‘Kendim gibiyim, Gerçeğim’ diyebilmek ne büyük bir zenginlik ve özgürlük !